HERMANN HESSE - SİDDHARTHA ve Çilecilik

Şimdi size benim tahammül eşiğimin düşüklüğünü, kitaplar ve filmlerle uğraşmayı çok sevsem de bir kitabı veya bir filmi aniden yarıda kesip atma gibi aslında yer yer kötü sayılacak bir huyumun olduğunu anlatıvereceğim.

ÖRNEK: Hermann Hesse – Siddhartha

Verdim kitapyurdundan siparişi, geldi eve, on ay falan yerinden kıpırdamadı sonra da kalktı geldi Rusya’ya peşimden. İlla okuyacaksın dedi, tamam, dedim. Açtım okumaya başladım. Geldim 24. Sayfaya:

“Bir hedef bulunuyordu Siddhartha’nın önünde, tek bir hedef: Arınmış olmak, susamalardan arınmış, istemelerden arınmış. Ölerek kendinden kurtulmak, ben olmaktan çıkmak, boşalmış bir yürekle dinginliğe kavuşmak, benliksiz düşünmelerle mucizelere kapıları açmak, işte buydu onun hedefi. Ben tümüyle saf dışı bırakılıp öldürüldü mü, gönüldeki tüm tutku ve dürtülerin sesleri kısıldı mı, işte o zaman gözlerini açacaktı en son şey, varlıktaki artık Ben olmayan öz, o büyük giz.”

Ve kitabı kapattım.

Belki kitabı bitirseydim kitaptan çok hoşlanacaktım. Belki kitap düşündüğümden çok daha farklı bir noktaya varacaktı. Belki çok iyi kurgulanmış, akıcı bir kitaptı. Belki kitabın vereceği mesaj bana bir şeyler öğretip beni değiştirecekti.  Onu bunu bilmem ben. Sıkılmak için üzgünüm ama hiç vaktim yok.

Diyor ki; tek bir hedefi varmış… Ben’den, yani kendisinden kurtulup öze, yani büyük gize ulaşmak. Efendim, nasıl yapacakmış bunu: Susamalardan arınarak, istemelerden arınarak, ölerek yav ölerek.(Ama ölmek öyle ölmek değil hııı) Büyük giz ve öz o zaman açığa çıkacakmış.

Dur geliyorum.

Çilecilikten nefret ederim. Kendi içindeki arzuları bastırmak ve yok saymakla, kendi kendini reddetmekle, hayatını bok etmek arasında hiçbir fark yoktur. Düşünsene; yemek yemek yok, su içmek yok, saçın sakalın karışmış, sürekli yollardasın, bitiksin, yorgunsun ama yolun sonunda büyük gize ulaşacağını sanıyorsun. Belki o aşamalardan geçip büyük gize ulaştığını söyleyen çilekeşler karşınıza çıkabilir, inanmayın, açlıktan maçlıktan halüsinasyon görmüşlerdir.

Kendi isteklerini yok ederek neyden arınmış olacaksın? Bu nasıl korkunç bir şey! Samimi olarak söylüyorum çok ürkütücü. Bana Clockwork Orange filmini hatırlattı. O filmi izlediğimde içimde inanılmaz bir korku belirmişti (Daha sonra o film-kitap hakkında da yazacağım.) Belki de izlediğim en korkunç filmdi.

Aç kalıp susuz kalıp kendini terbiye etmeyi savunan her öğreti açık açık söylüyorum mazoşisttir. Açlıktan ağzı kokmuş, susuzluktan dili damağı kurumuş, acı çekiyor ama bundan zevk alıyor. Zevk alıyor çünkü sonunda hakikate erişeceğini düşünüyor. İçinde bir huşu oluşuyor. Nefsinin isteklerini bir bir (hâlâ istemesine rağmen) köreltiyor ve bundan zevk alıp huzur buluyor. Mükemelleşeceğini zannediyor.  Bu mazoşizimdir arkadaşlar. Başka bir açıklama göremiyorum ben bunun için. Bu öğretileri önerip sizi hakikate ulaştıracağını vaat edenler eminim ki mala vuruyorlardır. Bunlar da sadisttir. Çilecilik içerisindeki ilişki ağı da genel olarak sadomazoşizmdir.

Saatlerce susuz kaldın. Buzdolabına koştun. Aldın şişeyi kafana diktin. Suyun boğazından geçişini hisset. Oh. Hissettin de mi? Mükemmel bir şey. Böyle bir rahatlama yok. Ben bundan mahrum olmak istemiyorum. Ben bu zevki değişir miyim senin ne olduğu belli olmayan, hiçbir zaman açıklığa kavuşmamış ve kavuşmayacak olan gizemli öz saçmalığınla?  Bu işin ciddiyetini fark edelim arkadaşlar. Sadece susuzluk değil, açlık değil; cinsel hayat bitiyor, aileyle ilişki kesiliyor, zevk aldığın her şeyden feragat ediyorsun ister maddi ister manevi. Ama sonunda gizemli özle birleşiyorsun falan, insan-ı kamil oluyorsun vs. Şimdi burada sırf susuzluk üzerinden örnek verdim diye “ama susuzlukla alakası yok o bir sembol, ama orada bedenin susuzluğundan bahsetmiyor ki!” diyebilirsiniz. Varsayın ki ben de manevi susuzluktan bahsettim. Buzdolabı da bütün ilkel isteklerimizin biriktiği nefsimiz olsun. Oldu mu?


Kendin olmaktan vazgeçerek,  kendini reddederek ve kendini kandırarak, arzularını görmezden gelerek mutlu oluyorsan tebrikler ikramiye kazandın. Önemli olan da senin mutluluğundu canım. Bir şey demiyorum. Kendine iyi bak. Sıkı giyin.  

Комментарии

Популярные сообщения из этого блога

аффикс -ken в турецком языке

Pedofili ve 4 Film

Выпадение узких гласных на турецком