Pedofili ve 4 Film
Felsefe öğretmeninin şeytanın uğramasıyla vücut
hatları belli olan kız öğrencisinden tahrik olması, diyanetin 9 yaşındaki
kızların evlenme ehliyetine sahip olduğunu açıklaması(dolaylı da olsa) ya da
ensar vakfı skandalları gibi birçok çocuk istismarı olayı ülkemizde ve de
dünyanın her yerinde yaşandı, yaşanıyor, yaşanacaktır. Bunlar gökten dün inen
meseleler değil, istediğin kadar halının altına tıkıştır pisliklerini, insanın
olduğu her yerde pislik açığa çıkacaktır. Her neyse; şimdi pedofili üzerine
sizinle dört adet film paylaşacağım.
SPOTLİGHT
(2015)
2015 yılında en iyi film oscarını alan film. Ben bu
filmi izlediğimde (o dönem Di Caprio’nun döktürdüğü Revenant vardı en iyi film
ödülü adayları arasında) kayıtsız şartsız bu filme Oscar ödülünün verilmesi
gerektiğini düşündüm. Oyuncu kadrosu çok sağlam (Michael Keaton, Rachel
McAdams, Mark Ruffalo vd). Film ne çok akıcı, ne çok olay,aksiyon var, ne de baskın
karakter ya da ana karakter var ama bu film bu oscarı almalıydı. Dikkat
çekmeliydi. İnsanların gözünün içine sokulmalıydı. Kilisenin(dinin) ne bok
olduğunu çok açık da olmasa ortaya seren en cesur filmlerden biriydi çünkü.
Hıristiyan dünyasında sübyancı papazların yavaş
yavaş ayyuka çıkmaları ve bu durumu en etkili biçimde filme aktarıp insanlara
ulaştırma cesareti gösteren Spotlight ekibini kutluyorum ayrıca asıl
kahramanlar olan gazeteci Spotlight ekibini de kutluyorum.
Dinin olduğu her yerde her türlü pislik kamufle
edilebilir. Çünkü kutsal sayılan bir şeyin sapıklıkların üzerini örtmesi hiç de
zor değildir. Her türlü midesizliğin açıklamasını, savunusunu dinsel
öğretilerde bulabilirsiniz. Bu papaz ve imam kılığındaki sübyancılar
kendilerini gizleyecek çok sağlam bir in bulmuşlardır. Asıl yapılması gereken
bu bok çukurunun temizlenmesidir zaten.
Hatta öyle ki bu tip sapıkça eylemlerin ortaya çıkmasında din sadece bir
savunma ve kamufle aracı değildir, bizzat bu sapıklığın ortaya çıkmasını
sağlayan motive aracıdır da aynı zamanda. Filmde sübyancı bir papazın küçükken
başka bir papaz tarafından tacize uğradığını göreceksiniz. O taciz edilen çocuk
aynı domino etkisi gibi kendine yaşatılanı başkasına yaşatır hâle gelecek.
Kilise ortamının cinselliği tamamen yok etme üzerine kurulu olması papaz denilen
gavatların eğitmek üzere emanet aldığı kız-erkek fark etmez bütün korunmasız
çocuklar üzerinde bastırılan, köşeye atılan cinsel isteklerini tatmin etmelerine
zemin hazırlamaktadır. Çünkü din onların arzularını bastırmıştır ve
karşılarında kolayca alt edebilecekleri (zihinsel ve fiziksel açıdan)
kurbanları vardır.
İzleyin Spotlight benim için devrim gibi bir
filmdir.
LOLİTA
(1962)
Geçenlerde aslı tohumcu mu ne bir yazı yazmış bir
dergiye (vallahi kadının adını ve yazdığı dergiyi tam hatırlamıyorum internetten
iki tık yapıp bulmaya da üşendim). Yaşadığı taciz olaylarını tacizcilerin
ağzından aktarmaya çalışmış. Şimdi bu film ve aynı zamanda kitap da bir
pedofilin bakış açısıyla işleniyor gayet de açık seçik, erotik betimlemelere
girerek hem de. Filmde lolita 15 yaşında denilmiş ama kitapta 11 yaşında mıydı
neydi amk. Biz kitaptan gidelim en iyisi ama yine de siz filmi izleyin.
Kitapta humbert humbert denilen pezo, kiracısı
olduğu ev sahibesi hanımın 11 yaşındaki kızına kafayı takar, ince hesaplar
yaparak ev sahibesiyle evlenir, lolitaya olan ilgisi günlüğünün karısı
tarafından okumasıyla öğrenilir, bir şans eseri kadın bunu etrafa duyuramadan
ölür ve lolita, humbert denilen hastanın
eline düşer vs vs.. Benim vurgulamak istediğim nokta Humbert Humbert denilen
gavatoğlu gavatın çok küçük yaşlarda aşık olduğu bir kızı unutamaması (kızın
sadece çocukluk hâlini biliyor ve o hâlini hatırlıyor) ve o kızın profilindeki
kızları arzulaması. Hatta o kızlara “su pericikleri” diyor. Su pericikleri lafı
muhtemelen, o aşık olduğu kızla unutamadığı anısının göl kenarında mı deniz
kıyısında mı ne geçmesinden kaynaklanıyor. Bilmiyorum salladım.
Çocukluğunda istismar edilip daha sonra istismarcı
olan papaz ile , çocukluğunda aşık olup daha sonra saplantı hâline getirdiği
küçük sevgilisinin bıraktığı etkiyle küçük yaşlardaki kızları arzulayan humbert
arasında ortak nokta elbette var. Çocukluk amk! O yüzden çocukluğunuzu iyi
gözden geçirin. Kontrol etmeye çalışın. Kitabı da okuyun, filmi de izleyin.
THE
HUNT (2012)
Mads Mikkelsen’in başrolünü aldığı on numara beş
yıldız film. Daha çok pedofili vakası üzerine değil; çocuk zihninin çok
tehlikeli şekilde şeffaf olması, kalabalığın belirli konulardaki haklı öfkesi,
ön yargı ve iftiranın acı sonuçları bu filmi müthiş yapmıştır.
Filmde değinilecek üç nokta var benim için:
a) Çocuklar
gördükleri, duydukları, öğrendikleri şeyleri unutmazlar, farklı yerlerde
kullanabilirler, beyinlerine ve bilinçlerine bir şekilde işler o şeyler. O
yüzden arkadaşım; diğer iki filmde de söyledik bunu! Çocuğunuza dikkat edin,
çocukluğunuzu gözden geçirin, kendinize gelin. Lütfen. Pedofili gibi diğer
sapıklıklarda da klişe mlişe bilmem her türlü şey de çocukluğumuza inelim
lütfen. Şimdi şöyle bir şey söylemeye ortam hazırlamak istemiyorum: “Ama o da
tacize uğramış bir mağdurdu.” “Herkes masum doğar, toplum ve yaşananlar onu
manyağa çevirir.” Ben bu cümleleri kabul etmiyorum. Evet, insanın yaşadıkları,
çevresi, genetiği menetiği kısacası her şey kişiliğini ve davranışlarını şekillendirir.
Ama beyin var, akıl var. E amına koduğumun manyağı, küçükken tacize uğramışsın,
sonra gidip aynısını başkasına yapıyorsun. Göt, o zaman senin bu beyni taşıman
yasaklanmalı. Kullanmıyorsun çünkü amk. Üzgünüz ama bu durum için seni mazur
göremeyeceğim kusura bakma. O yüzden diyorum. Kendine bak, çocukluğuna bak,
çocuğuna bak, akıllı ol, beynini kullan lan.
b) Bir
pedofile ve pedofili vakasına insanların nasıl yaklaştığını, ne büyük
tepkilerin açığa çıkabileceğini bu filmde bulabilirsiniz. İnsanların haklı
öfkesidir bu. Bu tip suçlarda insanların normalden daha öfkeli
davrandıklarını(mantıklı buluyorum ama bu öfkeyi) ve pedofili gibi suçların
insan vicdanı nezdinde hiçbir açıklama götürmeyeceğini görebilirsiniz.
c) Filmde
bir de pedofili vakası dışında ele alınacak çok müthiş bir nokta daha var: Çok
ağır bir iftiranın insanın üzerine yapışması, hatta kurtuluşu çok zor olan bir
iftiranın üzerine yapışması, hatta kendi lehine kanıt sunamayacağın bir
iftiranın üzerine yapışması. İşte bu durum mükemmel yansıtılmış. Müthiş. Kızgın
kalabalığın hedefi hâline gelmek inanılmaz zor bir şeydir hele de hiçbir suçun
yoksa. Şimdi ben öğretmenlik mezunuyum
ve iki okulda staj da yaptım. Çok da tecrübem yok yani. Ama bulunduğum
okullardaki çocuklarla en az yaş farkına sahip öğretmendim işte. Akıl
yürütüyorum; oradaki çocuklar bu yaş farkı, göreceli yakışıklık-güzellik,
mesleğin ilk heyecanıyla öğrenciyle yoğun ilgilenme gibi unsurlardan
etkilenebilirler. Söylediğin bir sözcük, bir saniyeliğine de olsa rastgele göz
göze gelme bile o amına koduğumun felsefe hocası gibi aklında bir şeytanlık
olmamasına rağmen çocuğun gözünde bir imâ olarak algılanabilir. Bunlar ihtimal
dâhilinde olan şeyler. Temiz yürekli öğretmen kardeşim, çocuğun sana olan
davranışlarını fark ettiğinde takınacağın tavrı iyi belirle. Öğrenciye bunun
karşılığı tekme tokat eşitliğinde sözler söylersen sana kin besleyip iftira da
atabilir, her şey olabilir. Çok sıcak yaklaşırsan daha da bağlanabilir sana.
Bilemiyorum işte. Nasıl yapacağını bilmiyorum. Eğitimini aldın işte, öğretmen
olmuşsun da. Yap bir şeyler. Ben olamadım ama açık mektup yazıyorum sana. Kendini geliştir. Yoksa lisansını götüne
sokarlar. Kendine gel. İnsan ol. Vicdanın rahat uyumaya çalış. Kalabalığın
öfkesinin ne denli olduğunu göreceksin bu filmde. O yüzden akıllı ol. Tabi
orospu çocuğu olan öğretmenlere söylemiyorum bu sözleri. Orospu çocuklarını
ellerinde alev alev yanan meşalelerle öfkeli köy halkının arasına atmak içimi
çok rahatlatırdı. Neyse.
HARD
CANDY (2005)
Sadece oturun ve
izleyin içinizin yağları eriyecek. İşkence, intikam, hesap sorma, çaresiz
bırakma gibi acımasızca olabilecek şeyler bunları hak eden kişiler için müthiş
yargıçlardır. Mazlumlar içinse rahatlama aracıdır. Daha sonra intikam üzerine filmler listesi de
hazırlarım ama pedofili konusunda içinizin yağlarını biraz olsun eritecek güzel
bir filmdir Hard Candy. İyi seyirler. İntikamla kalın.
Комментарии
Отправить комментарий