Yuri Oleşa - Kıskançlık / Sıradan Şahsiyetlerin Unvan Sahibi Olabilmesi
Bu yazıda kitabın kurgusuyla, murgusuyla,
karakterleriyle hiçbir şeyiyle alakamız olmayacak. Ne kitabın ne anlatmak istediğiyle,
ne de karakterlerin hangi semboller taşıdığıyla ilgileneceğiz. Sadece iki
tanecik paragrafçık üzerinden bir mesele üzerine kısacık konuşacağız. Bu konuşacağımız şeylerin kitabın vermek istediği mesajla hiçbir alakası dahi olmayabilir. Çok da umursanacak bir durum değil benim için. Yaratıcı okurluk
kurslarına gitmedik ondan böyle yapıyoruz ellaaaam. Yok,yok yaratıcı okurluktan
değil, ondan değil. Kitap ne verdiyse bana, neyi hoşuma gittiyse, neyi
düşündürebildiyse, onu vereceğim sana.
“Beni ezme hakkını ona kim verdi? Ben neden ondan kötüyüm? O daha mı akıllı? Ruhu daha mı zengin? Daha mı güçlü? Daha mı önemli? Sadece konum olarak değil, özünde de mi benden daha büyük? Neden onun üstünlüğünü kabul etmek zorundayım? Bu soruları sordum kendi kendime. Her gün gözlemler bana yanıtı parça parça verdi. Aylar geçti. Yanıtı biliyorum. Ve artık sizden korkmuyorum. Siz sadece aptal bir unvan sahibisiniz. Başka hiçbir şey değilsiniz. Beni şahsi yetinizin değeriyle ezmediniz.”
Hayatın her yerinde birilerinin desteğiyle bir
yerlere gelip unvan sahibi olabilmiş insanlar vardır. Her yerde karşınıza
çıkar. Adamın hiçbir vasfı yoktur ama mesela eniştesi bilmem ne bakanlığının
kalem müdürü olduğu için şu şu yerde asistan olarak işe başlamıştır. Sonra bu
herif yükselir de yükselir. Koltuğun götünü ısıtmasıyla atmaya tutmaya kesmeye
başlar. Böyle insanlarla karşılaştığınızda sizin de aklınızdan şu sözler
geçmiyorsa üzgünüm sizin adınıza. Game over. Peki unvan sahiplerine bu sözleri
söyleyebilen bir kişi kıskanç mıdır?
Bu sözlerin söylenmesi için gerekli şartlar şöyle
sıralanabilir:
1. Unvan
sahibi eğer geldiği yere kendi çabalarıyla gelip unvanı dışında da, akrabaları
dışında da bir birey olma özelliğini gösteriyorsa, bu unvan sahibine söylenecek
sözlerin kıskançlıktan kaynaklandığı neredeyse kesin gibidir.
2. Unvan
sahibi siktiriboktan bir herif olup o unvana ittirilerek geldiyse, ona söylenecek
bu sözler, kişinin olması gerektiğini düşündüğü yerden daha aşağıda olup mevkisini
hak etmeyen birinin ondan daha üstün bir unvana sahip olmasına karşı duyduğu
öfkenin bir sonucudur. Bu unvanın haksız gasp edilmesine duyulan serzeniştir.
Şöyle bir şey var. Hak etmediği bir yere gelen
kişinin bu yetmezmiş gibi kibirli olabilmesi. Dünyadaki en boktan, en sinir
bozucu mevzulardan biridir sanırım. Eğer bir gün birilerini yok etmek için
yeterli güce sahip olursam bu tip adamlar ilk yok edeceğim türden adamlar
olacaktır. Karşındaki hangi unvana sahip olursa olsun üstünlüğünü kabul etmek
zorunda değilsin. Değilsin kardeşim. İster bunu kıskançlıkla açıkla, istersen
kendini çok beğenmişlikle yargıla. Hele hele tanıdıkları ve akrabaları dışında
bir hiç olan kişilerin seni ezmesine asla ve asla müsaade etmeyeceksin. Yok et.
Saldır aslanım. Senden daha kıymetlisi, senden daha önemlisi yok amk. Eğer bu durum kıskançlık olarak adlandırılıyorsa
gururla kıskanç olduğunu söyleyebilirsin. Gururla kendini ondan daha çok
beğendiğini, onun dayısınınki olmadan gerdeğe giremeyeceğini söylemelisin!
“Sabah olunca çeşitli dudaklardan övgüler dökülüyor: Büyük insan! Muhteşem insan! Gerçek şahsiyet Andrey Petroviç Babiçev!
Ama tam da bu dalkavuklar size ilahiler düzerken, siz tam da özgüvenle kabarırken, yanınızda kimsenin dikkate almadığı ve kimsenin görüşünü sormadığı bir insan yaşıyordu; her hareketinizi izleyen, sizi inceleyen, gözleyen, hoşgörüyle, köle gibi değil, insanca, uysalca ve sizin büyük bir şahsiyete sahip bir memur olduğunuz ve sadece dış koşullar sayesinde kıskanılacak bir yüksekliğe çıkarılmış olan sıradan bir şahsiyetten başka bir şey olmadığınız sonucuna varmış olan biri yaşıyordu.”
Sadece dış koşullar sayesinde kıskanılacak bir
yükseliğe çıkarılmış olan sıradan şahsiyetler! Sizi kimsenin görüşünü sormadığı
ve dikkate almadığı ama sizi durmadan inceleyen ve gözleyen insanların
patlamasından korkun J
Çünkü gerçeğin farkındalar.
Комментарии
Отправить комментарий