Сообщения

Сообщения за 2018

İhtiyarlar ve Cinsellik (Yaş Kamuflajı)

Изображение
Okuduğum ikinci Japon yazar oldu Tanizaki. Daha önce Murakami'nin Sahilde Kafka'sını okumuştum. Arkadaş, bu Japonların cinsellik konusunda büyük sıkıntıları var! Ensest yani aile içi cinsel yakınlaşmalar rastgele okuduğum iki Japon yazarın kitabında da işlenmiş. Bu durum tesadüf mü sizce?  Sahilde Kafka kitabında oeidipus kompleksi alt metin olarak işlenmiş anne-oğul hatta kız kardeş-erkek kardeş  ve türlü psikopatlıklara yer verilmişti. Bu kitapta da 77 yaşındaki bir adamın geliniyle olan ilişkisine yer veriliyor.  Japonların ensest gibi cinsel sapkınlık eğilimlerini çok ayrı bir başlıkta, derinlemesine incelemek için daha çok birikim sahibi olmalıyım ama şu okuduğum iki kitapta da bu tür ilişkilerle karşılamam japonlar hakkında ufaktan bir önyargıya sahip olmama sebep oldu.  Geçenlerde köpeğe tecavüz eden bir dayının videosu düşmüştü internete hatırladınız mı? Herkes adamın yaşına, başına, hacılığına falan sövüyordu. Evet şöyle bir algı var:  sırlar dünyasından fırlam

Freud'a göre din ve tanrı kavramlarının doğuşu

Изображение
Tanrı ve Baba Figürü İlişkisi “Her ilahi figürün özünde mevcut ve daima arkasında saklı kalmış olan babayı gözler önüne  sermişti.” diyen Freud, Tanrı kavramının baba kavramının özelliklerinden yola çıkarak oluşturulduğunu şöyle açıklıyor: “Büyüyen birey, sonsuza dek çocuk olarak kalmaya mahkûm olduğunu bilinmedik üstün güçlere karşı korunmaya mutlaka muhtaç olduğunu anladığında, bu güçlere kendi baba figürüne ait özellikleri atfeder. Kendisine, korktuğu, yatıştırmaya çabaladığı ve gene de kendi korunmasını emanet ettiği tanrılar yaratır. Böylece, bir babaya olan özleminin, kendi insani zayıflığının sonuçlarından korunma ihtiyacıyla aynı özellikleri taşıyan bir güdü olduğu görülmektedir.” “Böylelikle din, insanlığın evrensel saplantı nevrozu olmuştur; çocukların saplantı nevrozu gibi o da Oedipus kompleksinden, babayla olan ilişkiden kaynaklanmıştır. Bu anlayışa göre, dinden uzaklaşmanın gerçekleşmesiyle birlikte, büyüme süreci kaçınılmaz olacak ve bu gelişme aşa

Dante'nin Cehenneminde Kimler Var?

Изображение
Cehennem’in Katları Ortaçağda Katolik kilisesinin gücüne güç katan Dante’nin İlahi Komedya’sındaki cehenneme hoş geldiniz. Aşağı doğru inildikçe daralan bir çukur olarak tasvir etmiş Dante cehennemi. Tıpkı bir huni gibi. 9 kattan oluşan cehennemde baştan aşağı doğru indikçe daha ağır günahlar işlemiş olanlarla karşılaşırız. İlk katta iyi bir yaşam sürmelerine rağmen vaftiz olmadan ölmüş kişiler vardır. İkinci dairede şehvet düşkünleri, üçüncü dairede oburlar, dördüncü dairede cimriler ve savurganlar, beşinci dairede öfkeliler, altıncı dairede sapkınlar, yedinci dairede başkalarına, kendilerine, Tanrı’ya saldırıda bulunanlar, sekizinci dairede din sömürücüleri, hırsızlar, bölücüler, hileciler, ikiyüzlüler, kalpazanlar, dokuzuncu ve son dairede ise akrabalarına, vatanlarına, konuklarına, kendilerine iyilik yapanlara ihanet edenler yer alır. Sandro Boticelli'nin İlahi Komedya'dan esinlenerek yaptığı İnferno  Tablosu Dante’nin cehenneminde birbirinden

e-kitap>korsan>orijinal

Öğrencilik yıllarımdan bu yana hep korsan kitap alırım. Bu durum beni hiç ama hiç rahatsız etmez. Çünkü korsan kitap satışı o kadar alelen yapılmaktadır ki buna engel olmak isteyen rahatlıkla engel olabilir. Ankaralı kardeşlerim bilirler Olgunları. Gidin bakın bakalım Olgunlar neredeymiş? Ankara'nın Kızılay'ın göbeği... Ve tezgah tezgah korsan kitap satılıyor. Zabıtası, polisi, her türlü birimi kol gezerken bu cesaret nereden geliyor değil mi? Alan razı veren razı diyorum ben bu duruma. Olayın gerçek yüzünü, nasıl böyle alelen satış yapıldığını bilmiyorum tabi. Sadece ama sadece akıl yürütüyorum. Bir kitap düşünün 1. baskısı yeni yapılmış Dostun raflarına oturmuş, aynı gün Olgunların tezgahına da düşmüş. E bu ne demek? Telif hakkına sahip yayınevi ya bu kitabı yan sanayiye vermiş, danışıklı dövüş yaptırıyor ya da kendi yaptığı hatalı basımları uygun fiyata okutuyor. hahaha.  İşin resmi yönüne, kamuya sesleniş yönüne gelince de "Emeğe sahip çıkın, korsan kitap almayın!"

Papalık, Allah'ın İsimleri, Levh-i Mahfuz vd. Kökenleri Nereden Geliyor?

Изображение
Muazzez İlmiye Çığ'ın (Allah uzun ömürler versin) bu kitabında yer alan beni çok şaşırtan bilgilerin bazılarını derledim. Daha fazlası için kitaba başvurun! (Tufan olayı, lut kavmi, ibrahim peygamber, harut marut vd.) İbadethaneler ve Yarım Ay Sumer’de kralların nasıl sarayları varsa Tanrıların da öyle evleri olmalıydı. Bunun için “Tanrı evi” adı altında görkemli tapınaklar, yalarında Tanrılarla insanları yaklaştırdığı düşünülen basamaklı kuleler yapılmıştı. Daha sora bu Tanrı evleri sinagoglara, kiliselere, camilere dönüştü. Camilerin ve minarelerin üstündeki yarım ay, Sumer Ay Tanrısının sembolüdür. Halifelik, Papalık Sumer kralları, Tanrıların yeryüzündeki vekili sayılıyordu. Bu inanç Hristiyanlıkta papaya, Müslümanlıkta halifeye geçerek sürmüştür. On Emir Sumer kanunu, Babil Kralı Hammurabi’nin yaptığı kanuna temel olmuş, ondan Musa’nın ve Yahudi kanunu, ondan da İslam kanunu etkilenmiştir. Hammurabi’nin Güneş Tanrısından kanunu

Sonsuzluk karşısında hayatımızın önemi var mı? (Schopenhauer)

Изображение
Sonsuzluk karşısında şu kısacık yaşamımızın yeri ve anlamı nedir? Bu soruyla daha önce Tolstoy’un itiraflarını okurken karşılaşmıştık. Tolstoy dolaylı ya da direkt anlatımlarla bu sorunun cevabını tanrı ve ruhun sonsuz yaşamı varsa sonsuzluk karşısında hayatımız bir anlam kazanır diye açıklamıştır.   Schopenhauer ise şöyle der: “… muhtemelen var olacağımız birkaç yıl artık var olmayacağımız sonsuz zamanın öünde tamamen kayboluverir. O nedenle düşünülecek olursa bu kısacık zaman dilimi üzerine bu kadar çok kaygılanmak, kendimizin veya başkasının hayatı tehlikeye düştüğünde böylesine titremek ve korkunç veçhesi belkemiğini oluşturan ölüm korkusundan ibaret olan tragedyalar yazmak hatta gülünç bile görürüm.” Sonsuzlukta kaybolacak bu hayatın bir önemi olmadığını bu sözlerle dile getiriyor Schopenhauer. Dolayısıyla yaşadığımız ölüm ve sonsuzluk içerisinde kaybolma korkusunu gülünç buluyor. Sonsuzluk sorunu için teselli Öldükten sonra bizim bilincimiz dışında a

Neden Kel Olmalıyız? (Cringe Challange)

Изображение
Bu kitap okuduğum en eğlenceli kitaplardan birisi. Felsefi yönüymüş, bilimsel yaklaşımmış, yunan filozoflarmış, helen uygarlığıymış geçiniz... Gülmekten kulaklarım kızardı, kulaklarım. Bir yandan da kitabı okurken üzülmedim desem yalan olur. Neye mi üzüldüm? Synesios’un haleti ruhiyesine üzüldüm. Çok kötü, fena, çok fena… Yazdıklarını okurken cringe (başkasının yerine utanma) challenge yapıyormuş gibi hissettim. İnanılmaz. Potansiyel bir kel olarak utandım yazdıklarının çoğunu okurken. Başkasının yerine utanmak da katlanılması güç olan duygulardandır… Ama aklımdan şu düşünce de geçmedi değil: “Ulan bu Synesios taşak mı geçiyor kellerle?” ahaha. Enteresan, çok enteresan. Synesios efendi zeka, tanrılar, doğa, gök cisimleri, hayat tecrübesi gibi birçok alanda örnekler sunarak kelliğin saçlılıktan üstün olduğunu kanıtlamaya çalışıyor. Bakalım nasıl yapıyor: Çocukluk ve Yaşlılık “Peki, şuna ne dersiniz? Saçın özellikle çocukların başlarında, yani daha aklı tanımadığımız yaşl

İvan İlyiç'le Hayat, Ölüm ve İnsanlar Üzerine Birkaç Not

Изображение
Yine geldik darlanmaya. Darlacağız. Üzüleceğiz. Bizi üzecek olansa İvan İlyiç’in Ölümü olacak… Birkaç gün sonra öleceğini öğrendikten sonra yaşadığın hayatın aslında yaşaman gereken hayat olmadığını, yaptığın tercihlerin (iş, eş gibi) aslında yanlış tercihler olduğunu düşünerek ölüme yaklaşmak ne kadar acı verici olur sizce? Bütün bir hayatın tamamen boş geçmiş ve üstelik ölmene az bir süre kala bu gerçekle yüzleşip tarifsiz bir işkenceyle baş başa kalıyorsun. Dayanılası mı? İvan İlyiç baba yardımıyla ufaktan bir memuriyete kapağı atmış temiz bir çocuk. Ne uçarı ne tamamen içine kapanık. Ortalama bir delikanlı. “Babası Petersburg’da çeşitli bakanlık ve dairelerde çalışarak kendine bir gelecek sağlamıştı. Böyle bir gelecek kazanıp mevki sahibi olanlar, zamanla, esaslı bir hizmette kullanılmayacak hale gelirler.” Iktan işinde yükselmeye başlıyor İvan. Ardından Praskovya Fedorovna isimli hanımefendiyle tanışıyor ve neden evlenmeyelim ki? Diye soruyor kendine. Çevresinin