Сообщения

Сообщения за март, 2018

Neden Kel Olmalıyız? (Cringe Challange)

Изображение
Bu kitap okuduğum en eğlenceli kitaplardan birisi. Felsefi yönüymüş, bilimsel yaklaşımmış, yunan filozoflarmış, helen uygarlığıymış geçiniz... Gülmekten kulaklarım kızardı, kulaklarım. Bir yandan da kitabı okurken üzülmedim desem yalan olur. Neye mi üzüldüm? Synesios’un haleti ruhiyesine üzüldüm. Çok kötü, fena, çok fena… Yazdıklarını okurken cringe (başkasının yerine utanma) challenge yapıyormuş gibi hissettim. İnanılmaz. Potansiyel bir kel olarak utandım yazdıklarının çoğunu okurken. Başkasının yerine utanmak da katlanılması güç olan duygulardandır… Ama aklımdan şu düşünce de geçmedi değil: “Ulan bu Synesios taşak mı geçiyor kellerle?” ahaha. Enteresan, çok enteresan. Synesios efendi zeka, tanrılar, doğa, gök cisimleri, hayat tecrübesi gibi birçok alanda örnekler sunarak kelliğin saçlılıktan üstün olduğunu kanıtlamaya çalışıyor. Bakalım nasıl yapıyor: Çocukluk ve Yaşlılık “Peki, şuna ne dersiniz? Saçın özellikle çocukların başlarında, yani daha aklı tanımadığımız yaşl

İvan İlyiç'le Hayat, Ölüm ve İnsanlar Üzerine Birkaç Not

Изображение
Yine geldik darlanmaya. Darlacağız. Üzüleceğiz. Bizi üzecek olansa İvan İlyiç’in Ölümü olacak… Birkaç gün sonra öleceğini öğrendikten sonra yaşadığın hayatın aslında yaşaman gereken hayat olmadığını, yaptığın tercihlerin (iş, eş gibi) aslında yanlış tercihler olduğunu düşünerek ölüme yaklaşmak ne kadar acı verici olur sizce? Bütün bir hayatın tamamen boş geçmiş ve üstelik ölmene az bir süre kala bu gerçekle yüzleşip tarifsiz bir işkenceyle baş başa kalıyorsun. Dayanılası mı? İvan İlyiç baba yardımıyla ufaktan bir memuriyete kapağı atmış temiz bir çocuk. Ne uçarı ne tamamen içine kapanık. Ortalama bir delikanlı. “Babası Petersburg’da çeşitli bakanlık ve dairelerde çalışarak kendine bir gelecek sağlamıştı. Böyle bir gelecek kazanıp mevki sahibi olanlar, zamanla, esaslı bir hizmette kullanılmayacak hale gelirler.” Iktan işinde yükselmeye başlıyor İvan. Ardından Praskovya Fedorovna isimli hanımefendiyle tanışıyor ve neden evlenmeyelim ki? Diye soruyor kendine. Çevresinin

Sisifos Volume III: Camus'ye Göre Din ve Özgürlük Nedir?

Изображение
DİN Albert Camus’ye göre din dolaylı olarak şu ifadenin karşılığıdır: Zorlama Umut “Tuhaf bir uslamlamayla, insansalla sınırlı, kapalı bir evrende, usun yıkıntıları üzerine uyumsuzdan yola çıktıktan sonra, kendilerini ezeni tanrılaştırıyorlar, ellerini boş bırakan şeyde bir umut nedeni buluyorlar.   Bu zorlama umudun özü hepsinde de dinsel.” Dinin artık insan için umut, güç kaynağı, tutulacak bir dal ya da afyon görevi gördüğü sayısız insan tarafından dile gelitirildi. Albert Camus de aynı şekilde düşünenlerden. Bu düşüncenin doğruluğunu hem bir dine tabi olmayan hem de herhangi bir dine tabi olan insanların rahatlıkla onaylayacağını düşünüyorum ben de.   Dinin umut verici yönünü şöyle açıklığa kavuşturuyor Camus: “Ama Hristiyan için ölüm hiç de her şeyin sonu değildir, bizim için yaşamda, hatta sağlıkla, güçle dolup taşan yaşamda bulunan umuttan çok daha fazlası var onda.” Dinin vaat ettiği şey ölüm sonrası adaletin sağlandığı sonsuz bir yaşam… Dünyadaki y

Kıble, Nevruz, Vaftiz vd. Kökenleri Nereden Geliyor?

Изображение
Halikarnas Balıkçısı’nın Anadolu Efsaneleri isimli kitabı birçok enteresan mitolojik bilgi, mühim kelimelerin kökenleri ve belki de hiç duymadığınız efsanelerin derlendiği mücevherî bir çalışma olmuş. Okurken zevk almanın yanında aydınlandım, çakralarım açıldı resmen. Daha önce Muazzez İlmiye Çığ’ın kitaplarını okuduğumda hissettiğim şaşkınlıklar kimi yerlerde bu kitapta da beni takip etti. Öyleyse bu kitapta önemli ve değerli bulduğum bilgileri tek tek inceleyelim ve doğruluk payları neymiş bir bakalım efenim ama önce önsözde geçen şu muhteşem tespiti paylaşmak istiyorum: “Anadolu Asya, Avrupa ve Afrika’nın, yani üç büyük kara parçasının birleştikleri yerde, bu kıtaların birinden ötekine köprülük etmiş bir yerdir. Göç eden insan yığınları ve istila için yürüyen fetih orduları, hep Anadolu’nun üzerinden geçtiler. Buldukları halkı öldürmediler ama, hep onlara karıştılar. Son olarak biz Türkler geldik ve onlara karıştık. Öyleki, biz Amerikalılardan bile daha melez oldu, b

Albert Camus ve Sisifos Söyleni Volume II: Uyumsuz ve İntihar

Изображение
Previously on Zima Ziman… Geçen bölümde uyumsuzun ne olduğunu gördük. Uyumsuzun ışığında bugün işleyeceğimiz konu intihar olacak. İntihar, yaşam, çabalama ya da boyun eğme. Azıcık uzun bir yazı olacak diye öngörüyorum. Oyalanmadan başlayalım: Önlemli Olan Tek Felsefe Sorunu: İntihar Kitabın kapağını açtınız, yazarın biyografisini, önsüzü falan okumuş numarası yaptınız. İlk denemeye geldiniz ve milletin diline pelesenk olan şu sözlerle karşılaştınız: “Gerçekten önemli olan bir tek felsefe sorunu vardır, intihar. Yaşamın yaşanmaya değip değmediği konusunda bir yargıya varmak, felsefenin temel sorusuna yanıt vermektir.” Önce buna yanıt vermek gerektir diyor Camus. Bismillah demeden en önemli soruyla karşılaştınız, okudunuz okudunuz ve   kitabı bitirdiniz. Bir de arka kapağa bakayım dediniz. Yine aynı cümleyi oraya koyduklarını gördünüz. Yani bu soruya cevabı seve seve vereceksiniz mesajını veriyorlar bize. Önünde sonunda en önemli soru karşına çıkacak. Çok doğru.